ÖLÜMÜ DÜŞÜNMEK

  

   İnsan ölümü sözle hep dile getirir  fakat ölüme gerçekten yaklaşmak apayrı bir duygudur. İnsan sanki bir boşlukta süzülüyormuş gibi hisseder. Hayatta en önem verdiğimiz şeyler birden öyle sıradan ve önemsiz gelmeye başlar ki. Bu şeylere bu kadar  çok üzüldüğümüze üzülürüz. Bunu en iyi örnekleri, ölümle arasında ince bir çizgi kalan insanlardan anlaşılır. Şimdi bütün insanlar için bu geçerli diyeceksiniz fakat diğer insanlar sonsuza kadar yaşayacakmış gibi düşünme eğilimindedir. 
   Kim sabah kalktığında ya da akşam uyuduğunda ben yarın hayatta olmayabilirim diye düşünür. Bunu düşünmek mi yoksa düşünmemek daha iyi bilmiyorum tam olarak. Fakat insan bunu düşünse hayatta bu kadar çok kötülük ve doymamazlık olmazdı belki. Bir yönden de insan bir şeyler üretebilmek için bu kadar çabalar mıydı bilmiyorum. İnsanın kendi kârı olmadığı bir şey üzerinde düşünmez ve kafa yormaz diye düşünüyorum. İnsanlık umrunda değildir. Fakat bunun için düşünen kafa yoran insanlar var dünyada. Bu insanlar ölümü düşünüp dünyada bir iz bırakmak için mi yaparlar bilmiyorum. Fakat şurası da var, insan dünyada bir iz bırakmazsa, öldüğü zaman sanki hiç dünyaya gelmemiş gibi olmaz mı? Bu duygu ile yaşayabilir mi insan? Belki de bu duygu ile yaşamak ağır geldiği için insanlar çocuk dünyaya getiriyordur ya da bir üretim yapma ihtiyacı hissediyordur. Belki de dinler bunun için ortaya çıkmıştır. Çünkü hemen hemen bütün dinler sonsuzluk vadeder. " Bu dünyadan sonra insanı sonsuz bir yaşam bekler." der.     Tam olarak ölümü düşünmek ne getirir bende bilmiyorum. Yaşayıp yaşamamak istediğimi de bilmiyorum. Kafama böyle şeyler takılıp duruyor. Niye takılır orasını da bilmiyorum. Bende bütün insanlar gibi çok düşünmeden insanın içgüdülerinin istediğine göre yaşamayı niye beceremediğimi de anlamıyorum. Sonum ne olacak orasını da bilmiyorum. Kısacası bende ne bok olduğumu bilmiyorum. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ARADA KALMAK

İNCE ÇİZGİ

BİZ ASLINDA İKİ KİŞİYİZ