Kayıtlar

Kasım, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BİLMİYORUM

Resim
   Hayatta hiçbir şey ilgimi çekmiyor bazı kitaplardan başka psikolojimde bozuk değil ama neydi bu niye böyleydim. Bu durumdan pişmanda değilim ama niye böyleydim bunu öğrenmek istiyorum. Ama nasıl öğreneceğim onu da bilmiyorum.    Ben yanlış yaşıyorum yoksa insanlar mı ya da yanlış demeyelim benim baktığım pencereden kimse bakmıyor mu hayata, oda da yalnız mıyım ya da kör müyüm, ben de bilmiyorum aslında şimdiye kadar bir şey bilmiyordum şimdi de bilmiyorum bir bok bildiğimiz yok yani kısacası. Ben burada yazıyorum acaba başka yerlerde neler oluyor insanlar ne yapıyor.    Kaç insan öldü, kaç kadın zorla evlendiriliyor, kaçı öldürülüyor, kaçı ne yapacağını bilmiyor benim gibi, kaç çocuk doğdu kendi karar vermeden hiçbir anlamı olmayan dünyaya. ne oluyor ben hepsini öğrenmek istiyorum ama bir bok öğrenemiyorum. Daha kendimi öğrenemiyorum amına koyayım onları nasıl öğreneceğim ama kendimden ziyade onları öğrenmek istiyorum. Belki onların sayesinde kendimi de öğrenirim nasıl olsa bizde

AŞK

Resim
     Aşk, basit bir şey ama çok güçlü bir duygu. Şimdiye kadar çoğu zaman bize aşkın avantajlarından bahsedildi. Tabi aşkın avantajları çok ama ben bu yazımda dezavantajlarından bahsetmek istiyorum. Yani bu açıdan bakmaya çalışacağım.    Aslında aşk denilen şey kendi kendini tutsak hale getirmektir. Bir nevi kendini kelepçelemektir. Özgürlüğünü başkasının eline vermektir. Çünkü bakıldığında yaptığın çoğu şeyi özgür yapmamaya başlarsın yaptığın çoğu şeyi danismak zorunda kalırsın. Bir nevi iki beyin düşünmeye başlar.    Aşk, etrafındaki acıları görmemeye, kendini kandırmaya, gerçeklerle yüzleşmemeye çalışmaktır bir nevi. Çünkü çoğu zaman bunlar tersi insana acı verir ve başka birisine ihtiyaç duymaya, aşktan mutluluk ummaya başlar.    Aşk bazen sizi arkadaşlarınızdan, dostlarınızdan, hatta ailenizden bile uzaklaştırmaya başlar. Hiç tanımadığınız ya da belli bir süredir tanıdığınız biri gelip hayatınızın içine eder. Ve bu insan bir maraton koşucusu gibi hayatınızdaki her şeyi geçerek

ACI

Resim
   Şimdi gece saat 02:23 ve odamda yalnız başımayım. Sağ tarafımda biram duruyor, sol tarafımda “ Ahmet Kaya – Hani Benim Gençliğim Nerede ” çalıyor, gözlerde gözyaşı ve beyinde anılar… Beyin bazen eskiye bir sevgiliye ya da acılar içinde boğuşuyor ama hiç mutluluğa gittiği yok, sadece umuda gidiyor. Umutlar bazen iyi bazen de insanı kandırıyor gibi geliyor. Sizi sadece o olaydan hafif sıyrıklarla atlatıyor. Anestezi gibi diyelim ama fazla olduğu zaman zehir etkisi yapıyor…    Düşünüyorum da hayatımız umut ederek, bazı şeyler kurgulayarak geçiyor sonra bir bakmışız ömür bitti. Elde sadece acılar var. Aslında insana hayata acı çekmek için gelmiş gibi ve hep çektikleri acıya çözüm bulmaya çalışıyor. Teknoloji, felsefe, edebiyat, sanat vb. hepsi insanın acılarından oluşmuş. Çözüm bulunur mu? Bilmiyorum. İnsanın doğasında mı acı çekmek var? Nietzsche’nin dediği gibi belki “Hayat, acı çekilerek öğreniliyor.”