RUH HALİ
Kendimi dünyada yapayalnız hissediyorum. Sanki bir savaş olmuş herkes ölmüş ve sadece ben kalmışım dünyada. Bütün yapılar yıkılmış ya da üzerime yıkılacak gibi. Bazen olduğum yerde irkiliyorum. Nereye gideceğimi bilmiyorum. Bilsem bile gidemiyorum. Uzay boşluğunda süzülüyor gibiyim. Ayaklarım nereye götürse oraya gidiyorum. Ayaklarımın kölesi olmuşum bir nevi. En son beni bir uçurumun ucuna götürdüğünü son anda fark ediyorum. Sanki savaşta öldüğünü hissettiğim insanların hepsi aşağıda toplanmış beni çağırıyor. “Atla atla” diye. Oturup ağlıyorum uçurumun kenarında. Orada kaç saat oturduğumu bilmiyorum. Zamanı ölçecek bir şey de yok elimde. Güneşi de fark etmiyorum. Hangi yıl, ay, günde olduğumuzu da bilmiyorum. Kendime geldiğimde hastanede buluyorum kendimi. Başımda hemşire “uyandı uyandı” diye bağırıyor. Bir bakıyorum içeriye polis geliyor. -Üzerinizde hiçbir kimlik falan bulamadık. Adınız ve soyadınız nedir yakınlarınıza haber verelim. -Bilmiyorum. Hatırlamıyorum. Y