SAHTE

   

   Bugün dışarı çıkıp ayaklarımın altı şişene kadar yürüdüm sokaklarda. Yürürken kafamda tam olarak ne sıkıntı olduğunu çözemediğim şeyler vardı. İçmediğim halde sarhoş gibi dolanıyordum. Sonra kendimi bir AVM'de bir bankta otururken buldum. Ayaklarımın niye beni buraya getirdiğini düşündüm ama bulamadım. Kafamı kaldırdım, önümden insanlar karınca sürüleri gibi bir yerlere girip çıkıyorlardı. Sanki dünyaya alış-veriş yapmak için gelmişler diye düşündüm. Bu kadar parayı nereden  getirdiklerini de bilmiyorum. Belki de sadece topluma zengin görünmek için bir aylık maaşlarını telefon almak, marka giyinmek, lüks yerlerde yemek yemek ve bir şeyler içmek, sevgililerine ve eşlerine hediyeler almak için harcıyorlardı. Buna rağmen çoğu insan mutlu görünüyor. Bu devirde her şeyin sahte yaşandığı gibi belki mutlulukları ve gülüşleri de sahte idi. “ İyi düşün iyi olsun” diye bir söz var. Biz her şeyi kendi çıkarımıza göre yorumladığımız için bu güzelim cümleyi de mahvettik. Biz bu cümleden acı olan gerçeklerle yüzleşmemeyi, kendimizi kandırmayı öğrendik. 
   Birden kendime gelip, bu sahte hayatlardan uzaklaşmak için hızlı adımlarla seğirtip dışarı çıktım. Ayaklarımın götürdüğü yeri hiç sorgulamadan sadece yürüdüm. Kendimi sahil kenarında buldum. Belki ayaklarım da insanlardan sıkıldığı için beni buraya getirdi. Fakat burasıda AVM kadar olmazsa da yine bir sürü insan vardı. Bir banka oturup denizi seyrettim boş gözlerle. Deniz şairlerin ve yazarların tasvir ettikleri kadar romantik gelmiyordu. Denizin beni çeken kısmı, gözümün alabildiğince büyük bir boşluk olmasıdır. 
   Etrafımda yine insan sesleri. Belki onlarda insanlardan sıkılıp, buraya gelmişlerdi. Fakat burada da çok fark yoktu. İnsanlar mutlu olabilmek için sahte hayatlara sarılmışlardı. Gençlik zamanındaki en üst duygu olan aşk duygusu bile çıkar ilişkisine dönüşmüş. Birkaç gün önce gördüğüm sevgililer, şimdi başka insanlar ile sevişiyorlardı. İlişkiler bile artık aylık, haftalık, olmaya başlamış gibi. İlerde günlük sevgililer moda olur artık. Bir aşk duygusu kalmıştı insanlara, onu da yok etmeyi başardılar. Robot üretmeye çalışırken kendimiz robotlaşmaya başladık. 
   Artık akşam olmuştu kalktım yürüdüm yine. Aradığımı bulamamıştım. Tabi tam olarak ne aradığımı da bilmiyorum. Fakat insanlardan uzaklaşmak istiyorum orası kesin. Yol kenarından iki bira alıp eve gittim. İstediğim tek şey gerçekleşmiş ve ayaklarımın altı şişmişti. Sadece odamda insanlardan uzaklaşabiliyordum. 
   Bende sahte hayatlardan uzaklaşabilmek için kitaplarıma ve biraya sarılıyorum. Bu da çözüm üretmiyor, insan kendini tam olarak toplumdan soyutlayamıyor. Bakalım sonumuz ne olacak.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ARADA KALMAK

İNCE ÇİZGİ

BİZ ASLINDA İKİ KİŞİYİZ